Google
 

3 Mart 2008 Pazartesi

Kıssadan Hisse

Öykümüz herkes, birisi, herhangi biri ve hiç kimse adlı dört kişi hakkında... Yapılması gereken önemli bir iş vardı. Ve herkes, birinin bu işi yapacağından emindi. Gerçi işi herhangi biri de yapabilirdi. Ama hiç kimse yapmadı. Birisi buna çok kızdı. Çünkü iş her-kesin işiydi. Herkes, herhangi birinin bu işi yapabileceğini düşünüyordu. Ama hiç kimse herkesin yapamayacağının farkında değildi.
Sonunda herhangi birinin yapabileceği işi hiç kimse yapmadığı için herkes birisim suçladı.
***
Genç adam, göz alabildiğince uzanan sahillere vurmuş deniz yıldızlarını tekrar okyanusa at-mak için birinden diğerine yarışıp duruyordu. onun bu telaşını gören yaşlı bir adam, yavaşça yanına sokularak ne yaptığını sorunca genç adam:
-Dün gece fırtına vardı. Dalgalar, deniz yıldızlarını karaya savurmuş. Onları ölmeden önce tekrar denize atıyorum, dedi.
Yaşlı adam gülümseyerek :
-Ama evlat, sahil kilometrelerce uzun, deniz yıldızları ise sayısız denecek kadar fazla, sonun-da ne fark edecek ki ?
Genç adam, ayakları dibinden alıp, okyanusun derin sularına bıraktığı deniz yıldızını işaret ederek dedi ki :
-Bunun için çok şey fark edecek...
***
Bir elinde fener, omzunda da ağır bir testi taşıyan kör bir adam, karanlık bir sokakta yürüyordu. Onu gören birisi:
-Ey akılsız adam, diye çıkıştı. Senin için gece ile gündüzün ne farkı var ki, elinde fener taşıyorsun?
Adam yürüyüşünü hiç bozmadan :
-Bu fener kendim için değil, senin gibi kör kalpliler içindir, dedi. Bana çarpıp da testimi kırmanızı istemem.
***
Ey kardeş! Düşün ki, balık avlayan biri, büyükçe bir balığı yakalayınca, ağ iple kopacağından korkarsa ne yapar? Balık atıklıkça ipini gevşetir, sakinleştikçe, yavaş yavaş kıyıya çeker ve onu ele geçirir... Günahkar kişilerin de durumu böyledir. Onlar, doğru yoldan çıkmışlar, kendileri ile ilahi emirler arasına bir duvar çekmişlerdir. Bu yüzden ibadet ve kulluk lezzetini duyamıyorlar. Balığın suya alıştığı gibi onlunu iletişleri de günah denizine alışmış ve onu sevmiştir, ibadet sahiline çıkmaktan hoşlanmazlar, işte bunları da iri balık gibi şefkatle sahili doğru çekmek gerekir. Zira alışık olmadıkları tarafa birden bire meyletmezler. Günahkarların, ibadet edenlere düşman olmasının sebebi budur.
İmam Birgivi
***
Arifin birine sormuşlar:
-Yoksulluk kaç gündür?
-Kırk gündür, diye cevap vermiş.
-Peki kırk günden sonra ne olur?
-Alışırsınız.
***
Adamın birisi sahabeden Ebu Hureyre'ye:
-Ben ilim öğrenmekten çekinmiyorum, çünkü onu daha sonra kaybetmekten korkuyorum, deyince kendisinden şu cevabı almış:
-İlim öğrenmek zaten "kaybetmek"tir.

Hiç yorum yok: