Google
 

3 Mart 2008 Pazartesi

Onurlu Bir Kimlik: MİLLİ GAZETE

Milli Gazete; onurlu ve olumlu bir kimliktir.
Milli Gazete; bir simge, bir seviye ve bir mihenktir.
Milli Gazete; başlı başına bir medresedir, mekteptir.
Milli Gazete okumak bir ayrıcalıktır, bir Özelliktir.
Milli Gazete; bir netlik ve mertlik göstergesidir.
Milli Gazete; birikimdir, bilinçtir, bilgeliktir.
Milli Gazete; basın bataklığında biten bir güldür, bir güzelliktir.
Milli Gazete; mağdurların ve tüm mazlumların gözü, kulağı ve dilidir.

Ey "entel" geçinen ve "ene"sine yenilen zavallılar! Sizde safra hastalığı varsa, saf balın günahı nedir?
Milli Gazete' yi masonlar hazmedemez... Çünkü onların haksızlık ve ahlaksızlık düzenlerini yıkmaya ve sömürü hortumlarını tıkamaya çalışıyor.
Manukyanlar hazmedemez. Çünkü Milli Gazete, fuhuş mafyasının, genelev patronlarının dünyasını karartıyor.
Milli Gazete' yi maskaralar içine sindiremez... Çünkü onda sosyete haberleri ve çıplak kadın resimlen bulunmuyor. Tam tersine Bosna Hersek' ten, Filistin'den haber veriyor. Mazlumların feryadını dile getiriyor ve masum insanların uğradıkları vahşetin fotoğraflarım gözler önüne seriyor.
Milli Gazete' den bir de ucuz kahramanların ödleri patlar, ona sahip çıkamazlar. Zira silik ve kişiliksiz tipler, kimlikleri belirsiz kalsın istiyor. "İmanda sadece kalp ile tasdik yetmez, dil ile ikrar ve aşikar etmek de: gerekiyor" hikmeti bugün daha iyi anlaşılıyor.
Peki, size ne oluyor, ey dava adamı geçinen, dertsizler! Ey gayesiz yaşayan gayretsizler! Ey gerçekleri göremeyen bakar körler! Ve de ey "Milli Gazete' den hoşlanmıyorum" diyen kesimler! Söyleyin, si/e ne oluyor?
Hayırlı zatlara hıncı olup ta açığa vuramayanların... Haklı davaya hırsı olup da ortaya çıkamayanların... Fazilet' in yükselişini sindiremeyen ve içine sığdıramayanların... Halkçı geçinip de halkın iktidarına razı olamayanların Milli Gazete' den hoşlanmadıkları anlaşılıyor.
Ey ayda birkaç milyon liracığına kıyamadığı halde fedakarlık edebiyatı yapanlar! Milli Gazete' den feyzini alan fedakarların sırtından makam sahibi olup ta, Milli Görüş' ün isimsiz kahramanları sayesinde adam sınıfına katılıp ta, şimdi Milli Gazete almaya ve okumaya tenezzül buyurmayanlar. Milli Gazete' ye burun kıvıranlar!... Ya size ne demeli, size ne etmeli?
Evet evet, bu bir seviye, bir seciye, bir sicil meselesidir.
"Madem bu kadar önemli ve özellikli de niye tirajı yükselmiyor?" diyenlere cevabım ise, önce maalesef bizlerin beyin ve yürek gramajı hala yükselmediği için Milli Gazete'nin tirajı da yükselmiyor, bur. İkincisi ile, bir gazeteye önem ve özellik kazandıran, tirajından ziyade asıl şu hususlardır: 1. O gazetenin neyi temsil ettiği, 2. Ne kadar tesir ettiğidir. Yani bir gazetenin temsil gücü ve tesir gücü (etkinliği) önemlidir.
İşte Milli Gazete, hem ülkemizde ve yeryüzünde inancımızı iktidara taşıyacak olan muhteşem bir hareketi temsil etmektedir. Hem de her biri binler kıymetindeki insanlara yön vermektedir. Evet, hem etiketi hem d>; etkinliği en yüksek gazete; Milli Gazete' dir.
Ah keşke yeri geldikçe "hizmet erbabı ve dava adamı" geçinen birilerinin: "Milli Gazete' den hoşlanmıyorum" gibi talihsiz ve seviyesiz sözlerini duymasaydık. Ve keşke başımıza gelen belaları hak etliğimizi ve kendi kusurlarımızın cezasını çektiğimizi anlasaydık. Evet, bugün millet olarak çektiklerimiz kendi ettiklerimizdir. Anarşi ve terör yüzünden can derdine düşmüşsek, işsizlik, fakirlik ve geçim sıkıntısı içinde kıvranıyor hale gelmişsek. milli menfaatlerimizi ve devlet haysiyetimizi koruyamaz dununa itilmişsek; bütün bunların asıl cevabı Allah'ı unutmamız, Kur'an ahlakını yere atmamız, İslam davasına ve davetine kulak tıkamamızdır.
Çünkü; "Bir millet kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumlarını değiştirmez. Allah'la bir kavme (İslam'dan ve insanlıktan uzaklaştıkları için ceza olarak bela ve musibetler gönderip çeşitli) sıkıntı ve kötülükler diledi mi artık onu önleyecek ve geri çevirecek (bir güç) de yoktur." (Ra'd-11) Öyle ise gerçekten tövbe etmemiz, yeniden durumumuzu düzeltmemiz ve İslam'ın yoluna dönmemiz gerekmektedir. Zira; " Herkes sadece yaptığının karşılığını görecek, hiç kimseye asla zulmedilmeyecektir."
Biz, inandığımız davanın başarıya ulaşması ve insanımızın bugünkü zillet ve rezaletten kurtulması için gerekli gayret ve fedakarlığı gösterine/sek, hele bu mübarek cemaat ve teşkilatı dünyalık makam ve menfaatlere alet edersek, elbette yüzümüz gülmeyecektir. O halde bugün değilse yarın, ama mutlaka sadıklar kazanacaktır. Çünkü: " Ve'l akibetü lil müttakin " buyuran ALLAH' tır.

Hiç yorum yok: